• Tarih:2013-08-26
  • Kategori:Köşe Yazıları

Sosyal medyacı başkan...

Toplum olarak hemen her şeye karşı önce mesafeli durur ardından kendimizi içinde buluruz. Sosyal medya da bu alanlardan biri… Dünyada milyarlarca kullanıcısı olan sosyal medyaya karşı önceleri mesafeli durduk.
Şimdi yatak odamıza kadar girdi.
Toplum mühendisliği için kullanılıyor.
Tehlikesinin ya da dezavantajlarının büyük meselelere yol açacağını anlamamız kısa sürdü. Bir toplumu uçurumun eşiğine getirebilecek kadar tehlikeli olduğu fark edildi. Özellikle 'twitter'ın yaşamımızda ne denli hayati önem taşıdığını belirtmek istiyorum. Tüm dünya birlikte yaşar hale geldik. Sabahın erken saatinde başlayan bir 'günaydın', gün içinde bireysel twitler, buluşmalar, yemekler, toplantılar, 'iyi akşamlar' ve 'hadi ben uyuyorum' gibi güne yansıyan masum sosyal paylaşımlar. Bir de dünyayı yeniden inşa eden organize 'twitler' var. Bu paylaşımlar bilinçli ellerden çıkıp, bilinçsizce çoğaldığında tehlike de o denli büyüyor. Bunlar 'takıl peşime gel' kamyon arkası yazılarına benzemiyor. Etkisi çok daha büyük ve tehlikeli… Bugün, twitter dünyasına yön veren, tehlikeyi fark edip, fark ettiren Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'ten bahsetmek istiyorum. 'En'lerin ismi… En iyi şehir plancısı, en iyi siyasetçi, en iyi dost, en iyi başkan, en iyi baba, en iyi sosyal medyacı… Bunları çoğaltabiliriz.
İçine ekleyeceğimiz tüm 'en'lere katılan da olabilir katılmayan da. Bugünlerde 'en iyi' yaptığı işlerin başına twitter yani sosyal medya hakimiyetini koyuyorum… Paylaştığı twitler entelektüel birikimini ortaya koymakla kalmıyor, yaşananlara da yön veriyor. Özetini sunuyor, uyarıyor. Attığı her bir twit haber başlığı gibi. Çoğu kişinin uzak durup, 'aman yaa' diye mırıldandığı konularda dahi korkusuzca üzerine gidiyor. İnanmışlığın verdiği cesurluk olmalı… Ya da ülkesine, bayrağına, milletine ve davasına olan güven… Tüm tehditleri bir çırpıda görmez kılıyor.
Küçük siyasi hesapların içine düşüldüğünde bu büyük oyun görülemiyor.
Büyük oyunu fark edip mücadele edenlerin çoğalması, çoğalanlara da desteğin artması gerekiyor.
Bu anlamda, Başkan Gökçek'in önceki günkü twitlerine bir göz atalım. Konu çok daha iyi anlaşılacak:
"Gezi olaylarında bekledikleri neticeleri alamayan bu mihraklar bu kez ısrarla eylül ayının Türkiye için olaylı geçeceğini söylemeye başladılar…" "Eylül ayında öğrenci olaylarını tahrik edecek olan bu mihraklar esas darbeyi ekonomik alanda vurmak için karar aldılar…"
"Açıkça tehdit ediyorlar… ABD ve Alman sermayesi resmen Türkiye üzerine oynuyor…", "Peki birisi çıkar, biz de Almanya'da bankada bekleyen Türk paralarını Türkiye'ye davet edelim derse birilerinin tepkisi ne olur acaba?" diye soruyor.
Gezi olaylarının arkasında Amerika'daki Yahudi lobisi ve Almanya'daki bazı mihrakların olduğunu defaatle belirten Başkan Gökçek, haftaya damgasını vuran twitinde 'Dış güçlerin bu oyunlarının ülke içindeki birliğimizi daha çok arttıracağını inşallah birlikte göreceğiz.
Dikkat ederseniz hedefleri faiz oranlarını arttırmak… Başbakan faiz lobisi derken bazıları bu ne demek diyordu…" diye mesaj veriyor. Sonuç, her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Barut kokularının olmadığı güzel bir dünyaya uyanmak dileğiyle sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…

Yorumlar

Yorum Yapın

Twitter