• Tarih:2014-09-22
  • Kategori:Köşe Yazıları

Gökçek'in diline düşmeye gör…

Bir kaşık suda fırtına koparıp yine aynı suda boğulmak böyle bir şey olsa gerek. Günlerdir kamuoyunu sudan sebeplerle meşgul edip fırtına koparan siyasetçimiz evinin kuyu suyuna düştü.
Bir önceki yazımda 'sulu' tartışmanın bu hafta da süreceğini ifade etmiştim. Hem de ne sürme… Gazete ilanları, bilboardlar, radyo cıngılları, tv tartışmaları… Haftanın en çok konuşulanı suyumuzun rengi ve kokusu oldu. Ancak SABAH Ankara'nın 'Damacana solcuları' manşeti de haftaya damgasını vurdu.
Sulu tartışma, karşılıklı salvolarla en üst seviyeye çıktı. İnsan iki şekilde boğulur.
Birincisi bir kaşık kuyu suyunda bir de Melih Gökçek'in eline düşünce… Eline derken, diline düşmeye görün demek istiyorum.
Dersinize iyi çalışmamışsanız vay halinize… Karşısına çıkmak cesaret ister. Gökçek,sağlamcıdır. Doğru bildiklerinin üzerine belgelerle gider. Rakibini tuş etmeden de ringden inmez. Sessizliğe büründüğü pek yaşanmamıştır. Hırçınlaşıyorsa eli güçlü demektir. Rakip olarak stratejiyi gözden geçirmek gerekir.
Kent gazeteciliğine farklı bir soluk getirmekle kalmayıp, gündemi de SABAH Ankara yönetir desek iddialı olmakla kalmaz doğru bir tespiti yapmış oluruz. Biz haberciler bir sonraki adımı iyi hesap ederiz.
Gündemin nereye sürüklendiğini görmekle kalmayıp onu yönetmek de gazetecilik başarısıdır. Haftanın ilk günü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in 'Bunlar damacana solcuları' ifadesi siyasi literatüre yeni bir kavram kazandırdı. Başkent'teki su tartışmasını hemen her gün farklı boyutları ile manşetine taşıyan SABAH Ankara gündemi elinde tutan gazete oldu. Ankara suyu tartışırken hafta sonunun ilk ışıklarıyla Türkiye bayram sabahına uyandı. Musul'da IŞİD terör örgütü tarafından kaçırıldıktan sonra rehin tutulan 49konsolosluk çalışanımız başarılı bir çalışmayla özgürlüğüne kavuştu. Ülkeye dönüş yolculuğunun hikayesi kamuoyu ile paylaşılmaya başlandığı andan itibaren buluşma sahneleriyle duygusal anlar yaşandı.
Büyük Türkiye'nin büyük operasyonu kimi çevrelerin dudağını uçuklattı.
Bir de geçmişten kalan alışkanlıklarımız depreşti… Küçük, hor görme gibi… Hadi canımcılar gibi… Hazımsızlık gibi… Yapılan operasyon bir veya birkaç kişiyi kapsamıyor.
Toplamda 49 kişilik bir rehine grubunu değil kurtarmak, bir yerden bir yere nakletmek dahi çok güçtür. Bu tür operasyon çalışmalarını yıllarca filmlerde izledik.
Biz teşekkür etmesini de tebrik etmesini de bilmeliyiz… 
Sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…

Yorumlar

Yorum Yapın

Twitter